Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç Yüzgül; ‘’İçli köfte; Ortadoğu-Türk haramnı bir yiyecek olarak, bugün irçok kesimin lezzetle yediği bir ürün. İncelemelerin ışığında, son şeklini Lübnan ve Suriye’de almış olsa da, Arabistan topraklarında doğan  bir yiyecek. Köftelik  bulgur, soğan, dana koyun veya keçi etiyle yapılan ve cevizle ve taze çekilmiş iri kıyım kakabierle tadına tat katılan  lezzetli bir kültür. İçli köftenin Türkiye’de bilinen iki çeşidi olmakla birlikte Orta Doğu’da değişik tariflere göre patatesli yapılan çeşitleri de var. Zaten  ortadoğulular, bakliyatı dolma halinde kullanmaya meraklı. Köken olarak olmaa da gelişme olarak; Levant kültürüne sahip Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır İsrail Filistin yanısıra bölgeden Güney Amerika’ya göç eden göçmenler tarafından taşınıp, bazı Latin Amerika ülkelerinin yemek kültürlerinde kendisine yer bulmuştur. Dilimizde farsça kökenli kofta kelimesinden türeyerek içli köfte ismini alan bu yemek, Arapça’da yuvarlak, top anlamını taşıyan kubbe kelimesinin zaman içerisinde değişip kibbe ismini almasıyla son şeklini almıştır. Tabii çok eski uygarlıklarda da ‘Kufete’, ‘Kute’ ya da ‘Kufette’ denilen yoğurularak yuvarlanmış etli ya da bakliyatlı yiyecekler de bu sınıfta. Suriye’de içli köftenin kullanılığı 10’dan fazla içli köfte tarifi bulunmaktadır. İkinci dünyası savaşı sırasında içli köfteyle tanışan İngiliz askerleri içli köfteleri şekillerinden dolayı “Suriye torpidosu” olarak isimlendirmiştir. Türk yemek kültüründe özellikle Çukurova bölgesinde Adana, Antakya ve Gaziantep sofralarında kendine yer bulan içli köfte, aslında; Hatay bölgesinde yaygınlaştırılmıştır. Buradan yola çıkarak, dünyanın hemen her yerinde bir Türk geleneği olarak içli  köfteyi, bir ‘Turkish Fast-Food’ kavramı haline getirebiliriz. Dünya artık kebaptan, dönerden bıktı. Zaten yabancıyla da artık yeni yeni tadlar arıyoralr. O zaman u güzel vatanın bir kültürü olarak içli köfteyi, bir marka haline getirelim. Bu konuda yatırımcıları teşvik edip, bu yönde bir yatırım yapmaları için yönlendirelim. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mzın turizm konusundaki takdire şayan çabaları, gastronomi turizmi konusunda da en aktif şekilde ortaya koyulmalıdır. Çok güzel bir sunumla, küçücük içli köfte, Türk damak tadının dünya attığı bir imza olabilir. Bu sunum öyle dekoratif olmalı ki, dünyada hamburger ile, sosisli sandviç yani hot-dog ile, cheese-burger ile yarışmalı; hatta yanında ayran ya da şalgam suyu ile de, renkli bir görsel şov haline getirilmeli. Bunu yapmak çok da zor değildir’’ yorumunu yaptı…

Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç Yüzgül; içli köftenin ‘Post-Modern Turkish Fast-Food’ markası haline getirilerek; dünya genelinde yepyeni bir adımın atılması lazım geldiğini dile getirdi…

Türk ve Dünya Mutfağı üzerine yaptığı tamamen gönüllü ve geniş kapsamlı araştırmalarla başta gastronomi ve kültür dünyası olmak üzere; birçok kesimin büyük takdirini toplayan; Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç Yüzgül; gerek turistlerin, gerekse dünya genelinde Türk Mutfağı alternatiflerini tercih edenlerin; kebaptan ve dönerden bıktığının artık algılanması gerektiğini de hatırlattı…

İçli köftenin, gerek kolay sunulabilme özelliği, gerekse görselliği ile, post-modern bir Türk Usulü Fast-Food mantığına dönüştürülebileceğini de kaydeden Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç Yüzgül; ‘’İçli köfte; Ortadoğu-Türk haramnı bir yiyecek olarak, bugün irçok kesimin lezzetle yediği bir ürün. İncelemelerin ışığında, son şeklini Lübnan ve Suriye’de almış olsa da, Arabistan topraklarında doğan  bir yiyecek. Köftelik  bulgur, soğan, dana koyun veya keçi etiyle yapılan ve cevizle ve taze çekilmiş iri kıyım kakabierle tadına tat katılan  lezzetli bir kültür. İçli köftenin Türkiye’de bilinen iki çeşidi olmakla birlikte Orta Doğu’da değişik tariflere göre patatesli yapılan çeşitleri de var. Zaten  ortadoğulular, bakliyatı dolma halinde kullanmaya meraklı. Köken olarak olmaa da gelişme olarak; Levant kültürüne sahip Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır İsrail Filistin yanısıra bölgeden Güney Amerika’ya göç eden göçmenler tarafından taşınıp, bazı Latin Amerika ülkelerinin yemek kültürlerinde kendisine yer bulmuştur. Dilimizde farsça kökenli kofta kelimesinden türeyerek içli köfte ismini alan bu yemek, Arapça’da yuvarlak, top anlamını taşıyan kubbe kelimesinin zaman içerisinde değişip kibbe ismini almasıyla son şeklini almıştır. Tabii çok eski uygarlıklarda da ‘Kufete’, ‘Kute’ ya da ‘Kufette’ denilen yoğurularak yuvarlanmış etli ya da bakliyatlı yiyecekler de bu sınıfta. Suriye’de içli köftenin kullanılığı 10’dan fazla içli köfte tarifi bulunmaktadır. İkinci dünyası savaşı sırasında içli köfteyle tanışan İngiliz askerleri içli köfteleri şekillerinden dolayı “Suriye torpidosu” olarak isimlendirmiştir. Türk yemek kültüründe özellikle Çukurova bölgesinde Adana, Antakya ve Gaziantep sofralarında kendine yer bulan içli köfte, aslında; Hatay bölgesinde yaygınlaştırılmıştır. Buradan yola çıkarak, dünyanın hemen her yerinde bir Türk geleneği olarak içli  köfteyi, bir ‘Turkish Fast-Food’ kavramı haline getirebiliriz. Dünya artık kebaptan, dönerden bıktı. Zaten yabancıyla da artık yeni yeni tadlar arıyoralr. O zaman u güzel vatanın bir kültürü olarak içli köfteyi, bir marka haline getirelim. Bu konuda yatırımcıları teşvik edip, bu yönde bir yatırım yapmaları için yönlendirelim. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mzın turizm konusundaki takdire şayan çabaları, gastronomi turizmi konusunda da en aktif şekilde ortaya koyulmalıdır. Çok güzel bir sunumla, küçücük içli köfte, Türk damak tadının dünya attığı bir imza olabilir. Bu sunum öyle dekoratif olmalı ki, dünyada hamburger ile, sosisli sandviç yani hot-dog ile, cheese-burger ile yarışmalı; hatta yanında ayran ya da şalgam suyu ile de, renkli bir görsel şov haline getirilmeli. Bunu yapmak çok da zor değildir’’ yorumunu yaptı…

İçli köfte ile müthiş bir yeniden tanıtım mekanizasının harekete geçirilebileceğinin altını da çizen Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç Yüzgül; ‘’’Hükümetimizin, her alanda olduğu gibi; turizm ve tanıtma manasında da köklü ve tabii ki çok başarılı çalışmaları var. Bu çalışmalara paralel olarak; çok ulvi bir görev üstlenmiş olan Gastronomi Turizmi Derenği de, harikulade projelere imza atmaktadır. Bu komplike çalışmalara, yatırımcılar da, hasassa ve titiz bir fizibilite ile, içli köfteyi markalaştırarak katılmalı. Dünyada hala bir yemek zincirimiz yok. Bunu da pekala içli köfte ile başlatabiliriz. Neticede köfte-ekmek olan hamburger zincirlerinin başarısı ortada, biz de içli köfte ile mutfak zenginliğimizin dünyay açılımını yeniden doğdurabiliriz’’ ifadelerini de sözlerine ekledi…

GASTRO-KÜLTÜR DERGİSİ