Alman acentelerle Antalyalı turizmciler, Alman iş ve turizm dergisi fvw'nun Antalya'da düzenlediği çalıştayda bir araya geldi. Toplantıda yapılan konuşma ve değerlendirmelerde, Türkiye turizminin içinde bulunduğu durum ve Almanya pazarı masaya yatırıldı.

Miracle Hotel Lara'da düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan fvw Genel Yayın Yönetmeni Klaus Hilderbrant, gerek turizm, gerekse Türkiye-Almanya ilişkileri açısından Türkiye'deki en önemli toplantılardan birini yaptıklarına dikkat çekti.

Siyaseti bırakıp turizme konsantre olmak gerektiğini kaydeden Hilderbrant, toplantının amacının turizmin partnerlerini daha da güçlendirmek olduğunu kaydetti. Hilderbrant ''Uzun yıllar içinde turizmin damarları güçlenmişti. Şimdi bu damarları daha da güçlendireceğiz. Konferansların ardından çalıştaylarımız olacak. Tüm turizmcilerin bunlara katılmasını bekliyoruz. Almanya'dan en az 80 acente temsilcisi Antalya'ya geldi. İlgi çok yüksek çünkü insanlar gelip bazı şeyleri Türkiye'de yerinde görmek istiyordu.'' şeklinde konuştu.

Misafirlere seslenen TÜROFED Başkanı Osman Ayık ise, ''Türk turizmi partnerleri ile birlikte çalışarak bugüne kadar büyük bir değer yarattı, önemli işlerin altına imza attı. Ancak son yıllarda dünyada yaşanan terör saldırıları ve diğer sıkıntılar bizim işimizi yapmamızı engeller hale geldi. İşimizi getirdiğimiz noktayı koruyup daha yüksek performansa ulaşmamız lazım. Hiçbir şey bizim işimizi engellememeli. Bu yüzden bu tip konferansları önümüzdeki yıllarda da devam ettirmemiz lazım. Biz hizmet standartlarımızdan ve kalitemizden ödün vermeden çalışmaya devam edeceğiz.'' Yorumunu yaptı…

Katılımcılara kısa bir hoşgeldiniz konuşması yapan AKTOB Başkanı Yusuf Hacısüleyman ise, sektörün zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekti. 'Turizmin 3S'si' diye tabir edilen S'lere artık güvenliği de eklemek gerektiğini kaydeden Hacısüleyman, ''Artık güvenlik hissini dikkate almamız gerekiyor çünkü güvenlik uzun yıllar gündemimizde olacak. Bu toplantı kapsamında pek çok önemli konuyu tartışacağız. Umarım iyi sonuçlar alırız. Çabalarımız her alanda devam ediyor. Bu çabaların sonuçlarını yakın zamanda almayı umut ediyoruz.'' değerlendirmesini yaptı.

Toplantıda bir konuşma yapan Alman Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig ise, şu noktaların altını çizdi:

''Türk turizmine baktığımız zaman şunu görüyoruz: Geçen yıl 5.6 milyon Alman Türkiye'ye gelmiş. Bu sayıyı büyütebiliriz. Türkiye Almanya pazarı için vazgeçilmez bir ülke ve Almanya'daki en büyük üçüncü destinasyon. Almanya ise Türkiye'nin en güçlü pazarı. Bu iki ülkenin birbirine ihtiyacı var.

Burası uygun fiyatla ailelere kaliteli tatil sağlıyor. Türkiye aynı zamanda kültürel anlamda da önemli bir destinasyon. Sahilleri saymamıza bile gerek yok...

Türkiye ve Antalya'nın ulaşım imkanları çok gelişkin. Oteller ise oldukları yerde kalmıyor, sürekli gelişiyor. Bir yandan da daha samimi ve hoş destinasyonlar ortaya çıkıyor. EXPO da Antalya için oldukça iyi bir gelişim.

Diğer önemli bir nokta ise kolay kolay değişmeyecek olan Türk-Alman dostluğu. Bunun siyasetle engellenemeyeceğine inanıyorum. Almanlar seve seve Türkiye'ye geliyorlar.

İşin olumsuz yanları da var tabi: Terör saldırıları ve onlarla birlikte gelen güvenlik sorunları. Bizim için önemli olan nokta şu: Bu sorunu açık yüreklilikle konuşmamız ve bunu müşterilerimize de aynı açıklıkla anlatmamız gerekiyor. Dolayısıyla turizmcilere önemli bir görev düşüyor, müşterinin korkusunu almak zorundayız.

Türkiye'de oldukça iyi fiyatlar var. Şimdi bununla müşteriyi çekmeye çalışıyoruz. İptal edilen rezervasyon sayılarının azaldığını görüyoruz. Bu da turizmde bir düzelmenin, işlerin yoluna girmesinin işareti. Türkiye ile olan derin ilişkilerimizi ve ortaklığımızı bir kere daha kanıtlamak istiyoruz. Kuşadası'nda gerçekleştireceğimiz toplantıda Alman acenteleri görmek istiyorum. Bir araya geldiğimizde daha güçlü mesajlar verebiliriz.''

 Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) Üyesi ve TUI eski yöneticisi Günter Ihlau ise konuşmasında şu noktaların altını çizdi:

''Politik gelişmeler tüketicinin güvenini sarsıyor ve Türkiye bundan çok etkilendi. Yapılan bir ankete göre, ürün konusunda Türkiye iyi durumda. Kalite bakımından da aynı durum geçerli. Ancak konu güvenlik olunca durum değişiyor. Güvenlik konusunda sıkıntı olduğu için, Türkiye genel değerlendirmelerde alt sıralara düşüyor. Türkiye'ye güveni nasıl sağayabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor.

TUI'de kriz yönetiminde çalıştım ve böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyoruz. İlk anda 'kriz 6 haftada geçer' dedik, ama öyle olmadı. Her şeye rağmen açık olmalıyız. Elimizde bir reçete yok elbette, çünkü bu çok karmaşık bir sorun. İki yönlü güzel köprüler kurmak zorundayız. 'Güven tesis edici tedbirler' geliştirmemiz lazım.

Bu yüzden daha fazla Alman'ı Türkiye'ye getirmek ve onların Türkiye konusunda doğru bilgiler edinmesini sağlamak zorundayız. Bunun için yeni hedef kitlelere de ulaşmamız gerekiyor. Mesela Alanya'da bir Alman kolonisi yaşıyor adeta. Alman turistlerle, Türkiye'de yaşayan Almanları buluşturmalıyız.''

Son olarak kriz dönemlerinde de para kazanmanın mümkün olduğunu belirten Ihlau, konuşmasını şu eleştiri ile sonlandırdı: ''Türkiye neredeyse hiç tanıtım ve pazarlama yapmıyor.''