Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, coğrafi işarete verilen önemin, bugüne kadar çok da ehemmiyet gösterilmeyen gastronomi turizminin yegane ateşleyicisi ve tetikleyicisi olduğunu vurguladı…

Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, coğrafi işarete verilen önemin, bugüne kadar çok da ehemmiyet gösterilmeyen gastronomi turizminin yegane ateşleyicisi ve tetikleyicisi olduğunu vurgulayarak, ‘Bugün coğrafi işaret sayesinde, dünyada birçok ürün, daha çok ulusal ve uluslararası pazarda yer bulmanın yanı sıra; bölgesel kalkınmaya çok büyük ivme kazandıran gastronomi turizmini de ateşleyicisi oluyor. Tabii yine tescili ve patentli ürünler de, gastronomi turizminde destinasyon tercihinde etken bir rol üstleniyor. Bu nedenle, hem ülke turizminin bacasız sanayisinin en önemi parçası olan gastronomi turizmi,  hem de bölgesel ve kooperatifsel kalkınma için, coğrafi işaretlere,patente ve tescile önem verilmesi; kaçınılmaz bir zaruret haline geliyor’ yorumunu yaptı…

Gastronomi turizmini geliştirmek ve hak ettiği yere getirmek iddiasıyla, büyük hedef ve vaatler ortaya koyarak kurulan Gastronomi Turizmi Derneği’nin, teşekkül edildiği beş yıla yakın bir zaman zarfında, gastronomi turizmine; dişe dokunur bir katkı ya da fayda sağlamadığının, birçok otorite tarafından üzüntü ve endişe verici bir gelişme olarak nitelendirildiğini de hatırlatan Dış Patent Kurumsal İletişim Direktörü İpek İpek, bu konuda gerek yerel yönetimlerin bölgelerinde coğrafi işaret almayı hak edeceğine inandıkları en küçük bir ürünle ilgil hareket geçmelerinin; gerekse de lokal sanayi ve ticaret odalarının, üretim yapmakta olan üyelerine patent ve tescil konusunda pozitif amaçlı yaptırımda bulunmalarının; her açıdan çok yararlı olacağına dikkat çekti…

İpek İpek, gastronomi turizmi gibi hem ülke, hem de yerel lakkınma için çok ama çok önemli bir konunun, alelade bir sivil toplum örgütünün, ayağı yere basmayacak ölçüde kuru vaatlerinin kaderine terk edilemeyecek kadar mühim bir konu olduğuun da kaydederek, açıklamalına şu şekilde devam etti:

‘Bugün dünya genelinde,  kişi başı en az 10 bin euro harcayarak, sadece ‘Permasan Peyniri’nin nasıl yapıldığını görmek,  gidip görmüşken, bizzat yerinen o peynirden satın almak ve etrafta bulunan ören yerlerinde de fotoğraf çekmek için İtalya’ya giden yılda en az 50 bin kişi var. Bunların sadece Pharmalı üretici ve turizmcilere kazandırdığı 250 milyon euronun üzerinde bir artı değer. Keza İspanyol-Portekiz Mutfağı’nın eşsiz lezzeti ‘Pağela’ ya da ‘Pağelya’ pilavını aynı şekilde ustalarından yemek için ve evet, sırf bu tadı tatmak için o ülkelere giden yılda en az 35 bin kuşu var. Sırf yemek yemeye geliyorlar ama bu tescilli, patentli, coğrafi işaretli ürün sayesinde, o ülkelere ve yöresel üreticilere yüz binler, hatta milyonlar kazandırıyorlar.  Gastronomi turizmi yeni yiyecek ve içecek deneyimi kazanmak ve bunu yerinde tadarak, keyif seyahati yapmak amacıyla yapılan bir turizm türü aslında. Belki artık devasa marketler sayesinde, hemen her ürünü her yerde buluyorsunuz ama, bir de işin erbaplık derecesinde meraklıları var. Gastronomi turizmi, tam da bunlar için icra edilir. Kültürel değerlerin hızlı bir şekilde kaybolmaya başlaması aynı zamanda bu tür kültürel değerlerin gelenekselleştirilerek gelecek nesillere aktarılması gereğini ortaya çıkartıyor. Kültürel değerler arasında yörelere özgü gıda maddeleri, sunumları, özel gün kutlamaları ve bu tür törenlerde yapılan sunumlar tüm dünyada oldukça önem kazanmaya çoktan başladı bile. Son yıllarda kültürel değerleri tanımaya, yaşatmaya yönelik yapılan turizm, gastronomi turizminin yaygınlaşmasına neden oldu. Bazı ülkeler gastronomi turizmini ülkelerinin kültürel değerlerinin en önemli parçası olarak değerlendirmeye başladı. Ama bizde halen ‘Tık’ yok. Bu alanda, yaklaşık beş yıl önce, Gastronomi Turizmi Derneği adlı, ismine bakıldığında; neredeyse bir kamu kuruluşu kadar önemli bir sivil toplum örgütü kuruldu. Ama gelinen bu hiç de yadsınamayacak ölçüde uzun süre zarfında, bu dernek gerçek manada, ‘İşte bu’ dedirtecek bir faaliyette bulunamadı maalesef. Oysa bu işin çözümü, aslında yerel yönetimerin coğrafi işaretlere veridği önemden geçiyor. Bugün coğrafi işaret almayı özlemle bekleyen yüzlerce bize ait mal ve hizmet var. Gerek önceden alınmışla, gerekse yeni alınacaklarla; coğrafi işaret destekli öyle bir gastronomi turizmi yaratılabilir ki; yeri gelir gastronmi turizmi için ülkeye gelen turistler yüzünden, normal turistler uçak bulamayabilir. Bugün, 81 ile, gastronomi turizmine uygun iki binden fazla ürün var. Gastronomi turizmi katılımcıları, tescilli, patetli ve coğrafi işareti tanımlanmış ve tamamlanmış ürünlere daha çok rağbet eder. Bu konuda yerel yönetimler, bölgelerini kalkındırmak  istiyorlarsa, öncelikli yapılacak icraatlar dosyasına, bu coğrafi işareti hemen eklemeli. Keza yerel  sanayi ve ticaret oda ve borsaları, tescil ve patent konusunda; üyelerine motive edici, pozitif yaptırımlarda bulunmalı. Bu sayede, milli ekonomiye çok cidid katkı sağlanacaktır. İdia ediyorum, ihracat şampiyonu sektörleri bile sollar gastronomi turizmi temsilcileri. Her şey istemeye ve bu konuda ivedi karar vermeye bağlı. Unutulmasın, istenirse; başarılamayacak konu yok; üstüne üstlük; Türkiye; gastronomi turizmi açısında bir cennet. konunun mihmandarlığını yapacak deneyimde uzman gurme ve turizm operatörleri ile, milarlarca TL’lik kâr, ilgili bölgelere kucağını açmış, bekliyor…’

BALKAN EKONOMİ HABER AJANSI