Son dönemlerde kaleme aldığı şiirlerle edebiyat dünyasında adından sıkça söz ettiren Boğaç Yüzgül’ün; ‘BİZE DAİR VESAİR VESAİR’ başlıklı şiiri, ‘GÖNÜL GÖZÜYLE ŞİİR ANTOLOJİSİ’ adlı kitapta yer almayı başardı…

Son dönemlerde kaleme aldığı şiirler ve bu şiirleri topladığı ‘Adımlarım’ ve ‘Söz Sürgünleri’ başlıklı şiir kitaplarıyla; edebiyat çevrelerince; ‘Şiirde Çağımızın Nazım Hikmet’i yakıştırması ile anılarak; adından sıkça söz ettiren Boğaç Yüzgül’ün; ‘BİZE DAİR VESAİR VESAİR’ başlıklı şiiri, ‘GÖNÜL GÖZÜYLE ŞİİR ANTOLOJİSİ’ adlı kitapta yer almayı başardı…

Türk ve Dünya Mutfağı üzerine yaptığı çok sayıda gönüllü çalışma ile başta gastronomi sektörü olmaküzere birçok kesim tarafından büyük  takdir toplayan ve aynı zamanda Dünya Şarap Lezzetçileri Birliği Üyesi konumunda da bulunan Uluslararası Mutfak Sanatçıları ve Gurmeler Birliği Türkiye Masası Yönetim Kurulu Onursal Üyesi, Dünya Yöresel Lezzetleri Tanıtma Platformu Başkanvekili, TURİZMAGAZİNİST Araştırmacılar ve Yazarlar Platformu Mütevelli Heyet Üyesi ve Türkiye Görsel Sanatlar ve Edebi Eserler Eleştirmenleri Konsorsiyumu Genel Sekreteri  Gastronomi Uzmanı Gurme Boğaç Yüzgül; şiirlerinde serbest ölçünün yanı sıra; modern kafiye, zıtlıkların ve tezatların harmonisi ve yeni imgelem adını verdiği kendine has bir şiir üslubu ile; birçok şair ve edebiyat çevresi tarafından da büyük ilgi ve takdir topluyor…

‘Adımlarım’ ve ‘Söz Sürgünleri’ adlı şiir kitaplarının yanı sıra; ‘Söz Propagandanın’, ‘Bazı Gerçekler’, ‘Şarapranga’, ‘EKİP-1/OTEL FARELERİNİN GİZEMLİ VE İLGİNÇ HAYAT HİKAYELERİ’, ‘EKİP-2 CEMİYETİN YANCILARI’ ile, Gazeteci-Yazar İlban Ata ile ortaklaşa kaleme aldıkları ‘Öldürerek Yaşayanlar’  olmak üzere toplam sekiz kitabı bulunan Boğaç Yüzgül’ün; ‘GÖNÜL GÖZÜYLE ŞİİR ANTOLOJİSİ’ başlıklı kitaba girmeye  hak kazanarak yayınlanan ‘BİZE DAİR VESAİR VESAİR’ adlı şiiri şu şekilde:

BİZE DAİR VESAİR VESAİR

Daha bir daha fırsatını verme fırsatını bile vermemişti o ilk sokağı döner dönmez elini tutma hayalini hayal ettiğimiz umut,

Dut yemiş bülbüle dönme alışkanlığını kazandığımız yaşımızda

ve aklımız başımızda sandığımız yalanını inandırmak için inanılması güç güçlüklere sahip olduğumuza kandırıldığımız yolların yarılanmışlığında;

Karşılığında karşılıksız kördüğüm dolaşmışlığına özenen

ve özene bezene zemzem süsü verilmiş kirli sularda yüzdürülüyordu ufuksuz gemilerimiz…

Kimilerimiz sessizleştirilmiş zaruri sükut patikalarında

ve ayak ucuna basa basa

ve yasa bürünmüş aksisedaların izini sürme telaşında

ve yeniden kaç yaşında duyacağını bilmediği eskimemiş aşinalıkları araya araya;

Raya bir kez olsun sokulamayacağı görünmüş referans anılar eşliğinde

                        ve sürünmüş olmaktan mutlu olmasa da, her daim kızılcık şerbeti tadında bir ömrü yudumladığını farzeden;

Arzeden tüm endamlardan boyunun ölçüsünü fazlasıyla almış

                        ve tüm zamanlarda derin uykulara dalmış olanlardan irkilerek

ve silkinerek uyanık kalmış

ve zaten canı dişinde doğmuş  ve ezelden karanlığın tüm zifirlerini aydınlıkla boğmuş  mihmandarlarız…

Dünün damgası

ve kavgası tuttuğumuz yegane meşale yarınlara;

Meşakatli bir balçık çapalaması

ve kılçıkları çoktan ayıklanmış balık hafızalardan kurtulmayanlardır karşılarında dimdik ayakta durduğumuz

ve çarşılarında mutluluk satılmayan

ve yarını bekleyen sevgi tohumlarıyla en bereketli topraklara dahi tutunamayan zavallı bırakılmışlardır;

Allı güllü yazma rüyalarının örttüğü gözleriyle;

Umutların abir kazma vurmaktan korkan teselli meraklılarıdır biraz da

ve az da olsa ölümsüzleştirdiğmiz azmimizdir bizi her şeye rağmen  canlı kılan…

Olan biten hem de büsbütün alemaşikar apaçıkken;

Çık kenara oyundan diyoruz ya kendi kendimize;

Nemize gerek gerekli gereksiz en gerekli gereksinimlerden söz etmek geleceği gözetmek ayağına…

Yağına ekmek banmadığımzadan yalakaların;

Falakaların birinden birini beğen beğenme; seçme ve seçilme hakkına sadakat emri altına giriverdiriliyoruz;

Diriliyoruz sandığmız rüyalardan uyandırılmadan hem de…

                  ___________________________________

 EDEBİYATÜRK DERGİSİ