Kapitalist düzenin patronlarının, en bilindik sorunu olarak algıladığı ‘Kıdem Tazminatı’ konusunda, yeniden patron lehine bir tartışma gündemde… Amaç ise, şu kıdem tazminatından kurtulsunlar da, ne olursa olsun…
Kapitalist düzenin patronlarının, en bilindik sorunu olarak algıladığı ‘Kıdem Tazminatı’ konusunda, yeniden patron lehine bir tartışma gündemde… Amaç ise, şu kıdem tazminatından kurtulsunlar da, ne olursa olsun…
Kıdem tazminatında tartışılan model, bireysel hesaplar açılması ve işverenin bu hesaba işçi adına aylık prim ödemesinde bulunması üzerine kurulu. Yeni gündem ise tazminatsız işten atılanın tazminatına ne olacağı? Bu tazminatın devlete devredilmesi ağırlık basıyor.
Tartışmalara konu olması hiç bitmeyen kıdem tazminatıyla ilgili şimdi de işten haklı gerekçeyle tazminatsız atılan işçinin kıdeminin kime ödeneceğine yönelik tartışma başladı.
İşverenler, bir süredir böyle bir durumda atılana tazminat ödenmesinin iş barışını bozacağı görüşünü dile getiriyordu.
Bunun üzerine bürokratlar, “Haklı nedenle tazminatsız işten atılan işçinin ödenmiş olan kıdem primleri kamuya devredilsin” önerisini getirdi. Kıdem tazminatında tartışılan model, bireysel hesaplar açılması ve işverenin bu hesaba işçi adına aylık prim ödemesinde bulunması üzerine kurulu.
Bu modelde 30 günlük kıdem hakkının korunması için aylık 8.3 puanlık prim ödemesi gerekiyor. Ancak iş dünyası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’yla yaptıkları görüşmeler kapsamında bu oranın yüzde 3.8’ler civarına düşeceğini açıkladı. Bu da kıdem hakkının, 15 güne düşmesi anlamına geliyor. Kıdem tazminatı için bu oranlara hem işçi, hem de işveren kesimi itiraz ediyor. Ancak modelin tartışmasının tek yönü bu değil.
Hali hazırdaki düzenlemelere göre, İş Kanunu’nun 25. maddenin 2 numaralı bendinde yer alan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” nedeniyle işçinin hizmet akdi feshedilmişse, yani işçi işten çıkarılmışsa kıdem tazminatı ödenmesi zorunluluğu bulunmuyor. Bu bentte cinsel taciz, işçinin işverenin güvenini kötüye kullanması, işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi gibi durumlar yer alıyor. Ancak açıklanan ilk taslaklarda kıdem tazminatı fona dönüştükten sonra, böyle bir durumda da tazminatın işçi tarafından alınması öngörüldü.
İş dünyası da bu noktada itirazlarını yoğunlaştırdı. Ciddi gerekçelerle ve çalışan kaynaklı nedenlerle işten çıkarmalarda, kıdem tazminatı ödenmesinin iş barışını tehdit edeceğini belirten işverenler, bu konudaki talep ve itirazlarını da toplantılarda dile getirdiler.
Bunun üzerine bürokratların ürettiği formül, “Böyle bir durumda kıdem tazminatında biriken tutar kamuya devredilir.
Bunun işten ‘Haklı Gerekçe’ bahanesiyle çıkarmaların kolay hale getirileceği daha büyük bir gündem…
Bu haber 745 defa okunmuştur.